DETLEF MÜLLER METİN MERT OLURSA..

Detlef Müller kim diye sorsam, çoğu okuyucumuz tahmin edemez. Açıkçası ben de kısa bir araştırma yapmasam bilemezdim. Detlef Müller, Mehmet Aurelio'nun, Deniz Uygar'ın yani devşirme Türklerin babası. "In Turkish Language"deki ismiyle Metin Mert.

1965 Duisburg doğumlu Mert, 5 çocuklu bir aileden geliyor. Ayağa kalkar kalkmaz futbolla tanışan zamane çocukları gibi Mert de 6 yaşında topu ayağına pardon eline almış. Bundesliga 2'de ilerleyen kariyeri Bochum'a transferiyle birlikte Bundesliga'ya yükselmiş.

1988 yılında Türkiye'ye tatile gelen kaleci Müller, benzin istasyonunda arkadaşları vasıtasıyla bir spor muhabiriyle karşılaşır ve aynı muhabir tarafından Türkiye'ye tanıtılır. Gazetede Detlef Müller adındaki kaleciyi gören Sarıyer yöneticileri, bu fırsatı kaçırmak istemez ve 15 ağustos 1990 tarihinde ileride Türk vatandaşı olacak, bu donuk yüzlü kaleciyle sözleşme imzalar.

Sözleşmesinin başlangıcından 31 mayıs 1995'e kadar aralıksız Sarıyer forması giyen Detlef Muller artık Metin Mert olmuş ve 1995-1996 sezonuyla birlikte Trabzonspor'a transfer olmuştur. Şampiyonluğu kılpayı kaçıran Hami'li, Şota'lı, Lemi'li, Ogün'lü, Abdullah'lı Trabzonspor'un kalesini Metin Aktaş ve Nihat Tümkaya ile birlikte dönüşümlü koruyan Mert, toplamda 3 yıl "Bordo Mavililer"in kadrosunda yer aldı.

Trabzonspor'dan sonra Kocaelispor'da 5 yıl, Konyaspor ve Antalyaspor'da birer yıl oynayan Mert, 40'lı yaşlara vardığında futbolu henüz bırakmıştı. Türk vatandaşı olunca Alman eşinden ayrılıp bir Türk'le evlenen, "şok güzel kurtardım" gibi cümleler kurmadan Türkçe'yi çatır çatır konuşan yani en fazla Türkleştirebildiğimiz devşirme futbolcumuz olan Metin Mert'le ilgili son sözü, 6 şubat 2002 tarihli Sabah gazetesindeki yazısıyla Mert Aydın'a bırakalım;

"Son haftalarda Türkiye Ligi'nde yenilen gollere baktınız mı? Kaleci hatalarındaki fazlalık gözümü korkutuyor. Rüştü'nün Milli Takım'daki yedekleri öyle goller yiyorlar ki insan endişeleniyor ister istemez.

Fevzi, Beşiktaş'ta onca yabancı kaleci eskittikten sonra G.Antep'e gitti. İşin ilginç yanı Milli Takım'ın ikinci kalecisi Ömer de oradaydı ve yediği talihsiz gollerle sezon başından bu yana tepki çekiyordu. Ya Metin Aktaş'a ne demeli? Trabzonspor'un sıralamada bu kadar geriye düşmesinde onun payı hiç de az değil. Kocaelispor'da genç kaleci Ahmet, sezon başında kendisine verilen şansı hiç de iyi değerlendiremedi. G.Saraylı Kerem, Mondragon'un olmadığı maçlarda gol yemeden duramıyor. Kısacası kalecilerimiz çok formsuz.

Peki bu işin bir çaresi yok mu? Eğer yoksa zaten Dünya Kupası finalleri boyunca Rüştü'nün sakatlanmaması ve kart görmemesi için dua etmemiz gerekiyor. Ama bence çare var ve aslında yanı başımızda.

1988 yılında gencecik bir Alman kaleci gelmişti Sarıyer'e. Saç stiliyle Toni Schumacher'i andıran Detlef Müller, kendini hemen kabul ettirdi. Türkiye'yi o kadar çok sevdi ki Metin Mert adıyla Türk vatandaşı oldu. Alman eşinden ayrılıp bir Türk'le evlendi. Sarıyer'den Trabzonspor'a, oradan da Kocaelispor'a geldi. Çok iyi Türkçe konuşuyor, kendini bir Türk gibi hissediyor ve çok tecrübeli.

Yıllar önce Türk olan Dawkins'i basketbolda milli yapma konusunda çok tereddüt yaşanmış ve bu gerçekleşmemişti. Ama siyahi Brezilyalı Donato, İspanya, Ganalı Asamoah, Alman, Nijeryalı Olisadebe, Polonya forması giymedi mi? Ki onların o ülkelerin geleneklerini ne kadar benimsedikleri tartışılır. Halbuki Metin, sanki bu ülkede doğup büyümüş gibi.

Araştırdığım kadarıyla Metin'in milli formayı giymesi için bir engel yok. Eğer Metin'i kadroya alırsak en azından dualarımızı takımın kazanmasına yönlendiririz."